S:t Olavsleden 2. bölüm – 7. gün

Yürüyüş rehberime göre burası S:t Olavsleden’in en güzel etabı. Skalstugan’da nefis bir kahvaltı, yulaf ezmesi, gözleme, taze pişmiş ekmek ile başlıyorum, bitemez. 8:30’da çantamı sırtıma asıp çıkıyorum. Hâlâ küçük bir asfalt parçasına ihtiyacım var ve sonra sola, eski Koningsweg’e dönüyorum. Yüzümde kocaman bir gülümsemeyle çevrenin tadını çıkarıyorum. Yol, yumuşak bir yosun örtüsüne kök salmış eğri büğrü ağaçların olduğu huş ormanlarından geçiyor. Skastugan misafirlerinin balık tutmayı sevdiği bir gölü düzenli olarak görüyorum. Etrafım sessiz ve sonunda bir geyik görüp görmediğimi görmek için dikkatlice bakıyorum ama ne yazık ki.






Peyzaj, ormanlar ve göller içeren turbalıklardan daha engebeli bir alana doğru yavaş yavaş değişir. Sonra bir anda sınırdayım. Sarıya boyanmış büyük bir taş yığını, İsveç’ten Norveç’e adım attığım noktayı işaret ediyor.
Çok geçmeden olavsleden en yüksek noktasındayım, burada turboka ile adımı yazıyorum. Buradaki manzara harika ve hala kar alanları var ama ben esas olarak çok fazla kaya görüyorum. Bu aşamanın en güzeli olarak etiketlendiğini anlıyorum.







İçinde barınak ve tuvaletlerin olduğu bir piknik alanına denk geldiğimde biraz daha dinlenmeye karar veriyorum. Kutup ekmeğimi tüp peynirle yerken, dün Skalstugan’da yemek yediğim iki İsveçli Hacı da geliyor. Biraz sohbet ettik ve sonra yürümeye karar verdim. Hava pek iyi değil, rüzgar sert esiyor ve hava oldukça soğuk, bu yüzden iyi bir adım atmamız gerekiyor. Bu da mümkündür çünkü yollar yürümesi kolaydır. Uzaktan çan sesleri duyuyorum, burada dağda otlayan koyunlardan geliyor. Yol boyunca önümden koşuyorlar, koyunların GPS vericisi olduğunu doğru mu görüyorum? Norveçli Çoban zamana ayak uydurur.







Şu andan itibaren çoğunlukla yokuş aşağı, tabii ki burada Norveç’te yeterince altimetre yapacağımı biliyorum. Bu gece kalacağımız yere geldiğimde hostes tarafından karşılanıyorum. Tamamen yenilenmiş, ancak otantik unsurların korunduğu eski bir evde uyuyorum. Ev sıcak ve ev yapımı kurabiyeler kendimi evimdeymiş gibi hissettiriyor. İki İsveçli hacı da bu gece burada yatıyor, yine çok eğlenceli ve güzel sohbetlerimiz oluyor. Akşamları bol köfteli geleneksel bir çorba servis ediliyor. Tadını güzel yaparım



İki hanım erken yatar, yarın 30 km yürümeleri gerekir. Trondheim’ın son kısmı için biraz enerji toplamak için yarın bir dinlenme günüm var.
8. ve 9. günlerin raporunu buradan okuyun.